Zamanla anlıyor insan...
Bazılarına ne kadar verirsen ver, asla “yeter” olmaz.
Sen kalbini açtıkça, onlar ellerini ceplerine uzatır;
sen bir tebessüm ettikçe, onlar bir adım daha ister senden.
Ben, insanları sevmek için içten bir bakışa, bir samimi söze razıydım.
Ama onlar, benim sevgimi ölçmek için fedakarlığımı tartıya koydu.
Kendimden verdikçe sevilirim sandım;
oysa insanlar, eksileni değil, işlerine yarayanı severmiş.
Sonra bir gün, içimdeki o güzel parçaları toplamaya başladım.
Artık sevilmek için parçalanmayı bırakınca,
onlar da arkasını döndü.
İşte o an, bir gerçekle daha tanıştım:
Benim varlığımı değil, sunduğum imkânları seviyorlarmış.
Dünya garip...
Bir yanıyla sevdikçe acıtıyor,
bir yanıyla da acıttıkça öğretiyor.
Ben artık kime ne veriyorsam, yüreğimden eksiltmeden veriyorum.
Ve kim benden bir şey istiyorsa, önce içime bakıyorum:
O isteğe karşılık verecek hâl hâlâ bende duruyor mu diye.
Çünkü öğrendim…
Herkes insan suretinde geziyor ama
azı gerçekten insan,
çoğu sadece çıkar peşinde koşan bir siluet.