Bazı sesler vardır, sadece kulaklarımızda yankılanmaz, ruhumuza da dokunur. Volkan Konak işte böyle bir sesti. Karadeniz’in hırçın dalgalarını, yaylaların serin rüzgârlarını, içimizi titreten sevdaları şarkılarıyla anlatan bir sanatçıydı.
O, sadece bir şarkıcı değil, Karadeniz’in sesi, ruhu ve vicdanıydı. “Cerrahpaşa” dediğinde içimize bir hüzün çökerdi; kayıpların acısını en iyi onun sesi anlatırdı. “Mimoza Çiçeğim” ile bir sevdanın inadıyla sarılmanın güzelliğini hissettirirdi. “Göklerde Kartal Gibiyim” diyerek özgürlüğü haykırırken, “Dido” ile bir annenin hasretini içimize işlerdi. “Efulim” ise en saf aşkın melodisiydi.
Fakat Volkan Konak sadece şarkılarıyla değil, iyiliğiyle de yüreklerde iz bırakan bir insandı. Yetim çocukları okutarak onların hayatına ışık oldu. Merhameti, sanatı kadar güçlüydü. O, sadece sahnede değil, hayatın içinde de büyük bir insandı.
Şimdi Karadeniz, onun sesini rüzgârlarında, dalgalarında, dağlarında taşıyacak. Maçka’da, o ceviz ağacının altında huzur bulacak. Her rüzgâr estiğinde, ceviz ağacının yaprakları fısıldayacak, bize ezgilerini hatırlatacak. Onun sesi, doğanın kalbinde yaşamaya devam edecek.
Bazı insanlar gerçekten hiç gitmez. Onlar, bıraktıkları iyiliklerle, sevdalarıyla, ezgileriyle yaşamaya devam eder. Volkan Konak da hep yaşayacak; ne zaman bir Karadeniz türküsü söylense, ne zaman bir çocuk onun sayesinde hayata tutunsa…
O bize şarkılarını ve kalbinde taşıdığı iyiliği bıraktı. Biz de onu hep bu sevgiyle hatırlayacağız.
Yasemin ÖZÇELİK-RİZE