Nasıl oluyor da kupkuru bir daldan kıpkırmızı, sulu çiçekler çıkabiliyor? Havuçlar, o kuru toprağın altından lezzetli mi lezzetli çıkabiliyor. Sadece bunlarla da sınırlı kalmıyor. Allah azze ve celle bize bu dünyada türlü türlü nimetler veriyor.
Ve fark ediyor musunuz hiç birinin lezzeti diğerinde yok. Kokuları, tatları hatta renkleri bile birbirinden değişik ve güzel.
Daha önce şunu hiç düşündünüz mü? Bütün bu nimetleri sunan Allah'a karşı biz ne kadar şükrediyoruz, ne kadar teşekkür ediyoruz güzel Rabbimize?
Ya da en basitinden, hepimiz güzel bir şey olduğunda birbirimize teşekkür ediyoruz değil mi?
Örneğin; kalemini benimle paylaştığın için teşekkür ederim...
Bugün doğum günümü kutladığın için teşekkür ederim...
Birbirimize o kadar çok teşekkür ediyoruz ki, sayamayacağımız kadar çok. Peki övgülerin en güzeline, en iyisine layık olan güzel Rabbimize ne kadar teşekkür ediyoruz?
Biz her ne kadar bu dünyada kalacakmış gibi yaşamakta unutmayalım, sonunda ahirete gideceğiz. Peki yanımızda kim olacak? Hiç kimse.
Sadece yaptığımız ameller ,güzel işler. Bu sadece şu demek değil; bütün hayatımı ahirete mi adayayım, hayır. Tatbiki değil. Dünyanın sana sunmuş olduğu bu güzelliklerden de faydalan ama rabbini unutma.
Örneğin; bir taraftan sınava çok çalışırsın, Bir haftanı sınava adarsın ve sınav günü gelir sen stres, heyecan yaparsın ve hiçbir şey yapamazsın, yani hem böylece emeğine yazık etmiş olursun ama öbür tarafta yarım saat ama düzenli çalışan, arkadaşlarıyla eğlenen biri senden daha yüksek not alabilir. Senden az ama öz çalıştı.
Birgün 24 saat. 5 vakit namazımız var. Eee.. Diyelim ki sen bir saatini namaza ayırdın geriye kaldı 23 saat
Rabbinin sana verdiği o koca 24 saatten bir saatini Rabbin için harcayamaz mısın?