Biz ne ara bu hale geldik hakikaten? Çok değil bundan beş altı yıl öncesine kadar, Ramazan ayına hürmeten yemek yenilen çoğu yer gündüz kapatılır, bazıları iftardan sahura kadar açık kalırdı. Oruç tutmayanlar ortalık yerlerde değil kimsenin görmediği yerlerde yemeklerini yer veya sigaralarını içerlerdi. Okullarda bile öğrencilerimiz sınıflarda, koridorlarda değil kantinin bir köşesinde oturur yemeklerin yerlerdi.
Bugün geldiğimiz noktaya bir bakın Allah aşkına? Çoğu şehirde Ramazan’ın geldiği belli olmuyor bile, neredeyse bütün mekanlar açık, oruç tutmayan insanlar insanlar ortalıklarda yiyip içiyor hiçbir şeylerini değiştirmeden istedikleri gibi yaşayıp gidiyorlar. Hatta kendilerini uyaran çıkarsa da onlarla kavga etmekten, onlara hakaret etmek etmekten imtina etmiyorlar; üsteleyince de burasının Orta Doğu ülkelerinden biri olmadığını söylüyorlar, bir de istiyorsanız oralara gidin diye ekliyorlar. Oysa örnek gösterilen Avrupa ülkeleri bizimkilerden bizimkilere daha saygılı. Hatta bizim teknik direktörlerimiz futbolcularına oruç tutma yasaklarken Avrupa’da Müslüman futbolculara özellikle ramazan ayında hürmet ediliyor ve orucunu rahat tutabilmesi için imkan sağlanıyor.
Biz kimiz gerçekten ve ne oldu bize hiç bunları kimse sorgulamamayacak mı ,kimse sorgulamıyor mu ? Bu sadece sosyolojik değil aynı zamanda ahlaki bir çözülüştür ve geleceğimiz için gerçekten büyük bir problemdir.
Sokaklarımızda her türlü ahlaksızlığı sergileyen insanlara karşıı, “özel hayat istedikleri gibi yaşarlar” diye diye bugün sokaklarda artık yürüyemez hale gelmişiz, hatta evlerimizde bile rahat oturamaz olmuşuz .
Bu kadar hoşgörü (!)bu kadar rahatlık gerçekten çok fazla ve bunu irdelemeye başlayıp özümüze dönmezsek geleceğimiz hiç de parlak gözükmüyor neyazık ki.