SÖYLEŞİ
Giriş Tarihi : 21-06-2025 13:53   Güncelleme : 21-06-2025 14:08

NEREDEN NEREYE…

Genç bir öğretmenin ilk görev gününden, yıllar sonra öğrencisiyle aynı okulda buluşmasına uzanan samimi bir yol hikayesi.

NEREDEN NEREYE…

Yazan: Fethi Karadeniz 

01 Mart 1979.
Rize İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden öğretmenliğe atama yazımı aldığım o günü dün gibi hatırlıyorum. İçimde garip bir heyecan, elimde tayin yazısıyla soluğu bir takside aldım. “Beni Cumhuriyet İlkokulu’na götürün. Oraya öğretmen olarak atandım ama nerede olduğunu bilmiyorum,” dedim. Taksici bir an durdu, “Ben de tam bilmiyorum ama Cumhuriyet Çay Fabrikası’nın karşısında bir okul var, orası olabilir,” diyerek yola çıktı.

Okulun bahçesinde öğretmenlere sorduğumuzda, “Burası değil. Cumhuriyet İlkokulu Atmeydanı’nda, yani Dosma’da,” dediler. Aynı taksiyle yeniden yola koyulduk. Dosma’ya vardığımızda taksici, “İlk yer benim hatamdı, oranın parasını almayacağım. Sadece buranın ücretini ver. Yeni görevin hayırlı olsun,” deyip gitti.

Okul Müdürümüz Kenan Köseoğlu’na göreve başlama yazımı verdim. O gün öğretmenliğe ilk adımımı attım. Benimle birlikte atanan diğer üç öğretmen, 15 günlük mehil iznini kullanıp daha sonra göreve başladı. Müdür Bey, bana 5. sınıfı verdi. Üç ay boyunca öğrencilerimi okutup mezun ettim ve ilk yaz tatilime çıktım.

O dönem bir gelenek vardı: 5. sınıfı mezun eden öğretmen, ertesi yıl 1. sınıf alırdı. Benim için de öyle oldu ama bazı öğretmenler, “Yeni öğretmen birinci sınıf okutamaz,” diyerek itiraz etti. Müdür Bey itirazlara rağmen bana birinci sınıfı verdi. İki sabahçı, iki öğleci olmak üzere dört birinci sınıf açılmıştı. Fakat veliler, yeni bir öğretmen olduğum için çocuklarını bana vermek istemiyordu.

Ta ki okul öğretmenlerinden biri kendi kızını benim sınıfıma yazdırana kadar…
O andan sonra dengeler değişti. Sınıflar 30’ar kişiyle başlarken benim sınıfım birden 60 öğrenciye ulaştı.
Birinci sınıfı başarıyla okuttum. Hatta o yıl bir de okul piyesi yazıp sahneye koyduk.

Yaz tatilinde askere gittim. Kısa dönem askerlik sonrası eylül sonunda okula geri döndüm. Müdürüm beni çok sevmiş olacak ki, okulda boş sınıf olmamasına rağmen hizmetli odasını sınıfa çevirip bana ikinci sınıflardan karma bir sınıf oluşturdu.

O sınıftaki öğrencilerden biri de Yasemin Keskik’ti.

Yıllar geçti. Kalem, kara tahta yerini akıllı tahtalara bırakırken; biz de gençliğimizi mesleğe, sevgimizi çocuklara emanet ettik.
2025 yılında, o eski Cumhuriyet İlkokulu, bugünkü adıyla Denizciler İlkokulu’nu ziyaret ettik. Yanımda eşim ve yıllar önce öğrencim olan Yasemin Özçelik vardı. 

Ne büyük mutluluk.
Ne güzel bir vefa.
Nereden nereye…

YASEMİN ÖZÇELİKYASEMİN ÖZÇELİK

YASEMİN ÖZEÇLİK