ÇOCUKLARIMIZ İÇİN ANAOKULU SEÇERKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ.
Bu soru öncelikle okul öncesi kurumlarının amaçlarını ve eğitimin nasıl kaliteli olabileceğini anlamakla ilgili. Okul öncesi kurumlarının temel amacı çocukların gelişimlerini desteklemek olmalıdır. Bu da çocukların bu dönemde bilişsel, fiziksel, sosyal, duygusal ve kas gelişimlerini bir bütün halinde desteklenmesi anlamına gelir. Amaç çocukların sorumluluk alabilen, problem çözebilen, arkadaşlarına yardım eden, soru soran, yaratıcı çocuklar olmalarını sağlamaktır. Anaokulunda çocuklar hem yetişkinlerle hem de akranlarıyla sosyal ilişkilerini düzenler, işbirliği yapmayı, paylaşmayı, çatışma çözebilmeyi öğrenir. Duyguları kabul edildiğinde kendinin ve başkalarının duygularını tanır, ifade edebilir. Bunun için çocukları yaramaz, uyumsuz diye etiketlememek önemlidir. Okul öncesi bir kuruma devam etmek çocukların sınıf içi dinamikleri öğrenmesiyle ayrıca ilkokula uyum sürecini de kolaylaştırır. Bu dönemde çocuklar belirli bir standart gelişim düzeyine çıkartılmaya çalışılmaz. Çocuğun ilgi alanına gelişim düzeyine uygun eğitim sağlanmaya çalışılır. Bireysel ihtiyaçlar gözetilir. Bu nedenle bilgi ezberletilmeye çalışılmaz. Deneyim, keşif ve yaparak yaşayarak oyunla öğrenme önemlidir.
EBEVEYNLER BU DURUMDA HANGİ SORGULAMALARI YAPABİLİRLER?
Devlet kurumlarında böyle bir şansları yok sanıyorum. Fakat buna rağmen Rize için konuşuyorum tercih etme şansım olsa tercihim devlet anaokullarından yana olurdu. Yani ilkokuldan bağımsız kendi binaları ve bahçeleri olan devlet okullarından bahsediyorum. İlkokul bünyesindekilere anasınıfı diyoruz.
Çocuklarını özel okula vermek zorunda kalan ebeveynler içinse şunları söyleyebilirim:
Daha önce çocuklarını okula göndermiş velilere fikirlerini sorabilirsiniz. Fakat gerçek deliller arıyorsanız öncelikle öğretmenlerle ilgili bir sorgulama olabilir. Veliler öğretmenlerin aynı okulda kaçıncı yılı olduklarını sorgulayabilirler. Öğretmenler mutlu oldukları kurumlarda kalmayı tercih ederler. Dolayısıyla uzun süre aynı okulda kalan öğretmenin mutlu olma ihtimali vardır.
"Tüm bunlarla birlikte sorgulanması gereken bir şey de yöneticinin eğitimi. "
Çünkü maalesef öğretmenin uyguladığı programdan, elindeki materyale, çalışma saatine kadar birçok şey yöneticinin tutumuyla da ilgili. Fakat tek başına bunlar yeterli olmayabilir. Okulda bir rehber öğretmenin olmasını da önemsiyorum. Okulun öğretmeninin, çocuğunun ve velisinin eğitimini ve iyi oluşunu desteklediğinin önemli bir göstergesi bence.
Öğretmenin eğitim durumu için en azından üniversite mezunu olması, mümkünse açık öğretim mezunu olmaması ve okul öncesi öğretmenliği mezunu olması da benim için ayrıca önemsediğim bir durum.
Bilimsel çalışmalar da gösteriyor ki çocuğun en iyi öğrenme yöntemi oyun. Çocuk oyunda ilgili ve yaparak yaşayarak deneyimliyor. Sorun çözüyor, paylaşmak zorunda kalıyor, yaratıcılığı destekleniyor, yeni roller deneyimliyor vb. Fakat çocukların oyun oynamasına izin verebilmek, çatışma çözme becerilerini desteklemek, oyuncakları toplamaları için teşvik etmek gibi beceriler de gerçek bir uzmanlık gerektiriyor. O nedenle öğretmenler genelde çocuklarla oyun oynamak yerine sanat etkinliği yapmayı tercih edebiliyorlar. Bu aynı zamanda görsellik sağladığından velilere “biz burada bir şeyler yapıyoruz.” demenin de yolu olarak görülebilir. Velilere kendilerini göstermek isteyen okullardansa, çocukların sadece masa başı etkinlikleri değil tüm gelişim alanlarında desteklenmesi önemli.
"Veliler en çok hangi etkinliği yaptıklarını sorabilirler okullara. "
Pek çok etkinlik türü var. Oyun, hareket, matematik, fen, okuma yazmaya hazırlık vb. Okullar genelde sanat ve okuma yazmaya hazırlık çalışmaları yaptırma eğilimindeler. Mesela sorabilirler “Fen etkinlikleri yaptırırken nelere dikkat ediyorsunuz?”. Ya da sosyal medya hesaplarına bakabilirler okulların. Çocukları çekip çocukların yüzü görünecek şekilde sosyal medya hesaplarına yükleyen okulların etkinlikleri yapmış görünmek için yapmış olabileceklerini düşünüyorum. Buradaki etkinliklerin gelişime katkısı da sorgulanabilir. Hızlıca yeni video çekmek için başka etkinliklere yönelebiliyorlar. Bunlar tamamen tecrübeye dayalı yorumlar. Herhangi bir bilimsel çalışmadan bahsetmiyorum.
"Başka bir konu da hareket ihtiyacı."
Çocuklar serbestçe hareket edebilecekleri bir oyun alanına sahip mi? Bunu söylerken de serbestçe ifadesine vurgu yapmak istiyorum. Çocukların belirli engellerden atlayarak, eğilerek ilerlediği hareket merkezlerinden bahsetmiyorum. Tabi onun da geliştirici bir tarafı var fakat kısıtlı. Bahsettiğim oyuncakların da olduğu geniş bir oyun bahçesi. Ayrıca sadece varlığı yetmez kullanım sıklığı da önemli ve tabi ilk dikkat edilmesi gereken şey güvenlik. Bahçenin mutlaka arabalardan uzak izole bir yerde olması, çocukların başında öğretmen bulunması elzem.
Güvenlik ayrıca yemekleri de kapsar. Sadece karbonhidratlardan oluşan bir menü çocukları mutlu edebilir fakat gelişimlerini yeterince desteklemez. Daha ucuz olması nedeniyle bu tür menülerin tercih edildiğini görsem de dengeli beslenme gelişimi destekleyici önemli bir unsurdur.
Yağmur Kunduracı
Okul öncesi eğitim uzmanı
Manşet 53 Gazetesi olarak, özel eğitim uzmanı Yağmur Kunduracı'ya açıklamaları ve katkıları için içten teşekkürlerimizi sunuyorum. Bilgi ve deneyimlerinizi paylaşarak, konuyla ilgili önemli bir farkındalık yaratmanıza minnettarız.
Saygılarımla,
Manşet53 Haber Müdürü Yasemin Özçelik