ÇOCUKLAR VE KİTAPLAR

Çağ ne kadar gelişmiş olursa olsun, tabletler, telefonlar hayatımızda istedikleri kadar yer kaplasın kitabın varlığı hiç bitmeyecek. Belki ona ayrılan zaman ve ya verilen değer azalacak ama o, kelimeleri, cümleleri, satırları ve en önemlisi insanın iç dünyasına bıraktığı etkiyle varlığına devam eyleyecek.

Gönül isterdi ki insanlar telefonlarına dokudukları kadar kitaplara dokunsunlar, her çantadan bir telefon çıktığı kadar kitap da çıksın, sayfa kaydırıp video izledikleri kadar sayfa çevirip kitap okusunlar. Gerçi yarım yamalak bakılan, üç saniyede bir kaydırılan videoları düşününce… Aman aman böyle bakacaklarına hiç bakmasınlar sayfalara daha iyi.

Çocuklar büyüklere göre güzel kitap okumaya devam ediyorlar. Elbette bunda okulların ve öğretmenlerin büyük etkisi var. Öğretmenlerin dersleri desteklemek, okuma alışkanlığı kazandırmak, çocukların dil ve hayal güçlerini beslemek için hazırladıkları listeler çocukları kitapların dünyasıyla tanıştırıyor. Öğretmenler bir nevi kitapla çocuk arasında köprü vazifesi görüyor. Ya bir gün öğretmenler de okumayı bırakırsa, ya okumadıkları kitapları laf olsun ders dolsun diye tavsiye etmeye kalkarlarsa daha kötüsü hem okumayı hem de tavsiyeyi bırakıp çocukları taze tarla görmüş koyun gibi salarlarsa… İyi bir öğretmen -branş gözetmeksizin söylüyorum- iyi bir okur olmalı. Genelde Edebiyat öğretmenlerinin iyi okuduğu düşünülür. Branşları icabı kitaplarla haşır neşirler ama bu onları iyi bir okur yapmaz. Kitap okumak, yeni kitapları takip etmek, yazarları tanımak, kitap tahlillerine katılmak hatta daha ileriye gidiyorum okuma gruplarında görev almak branşla değil sevmekle ilgili bir durumdur.

Kitap okumak sadece kelimeleri okumak değildir, satır aralarını, alt metinleri, gizli göndermeleri de okumaktır. Hatta daha da ileri gidiyorum, kitap okumak aynı zamanda kitaptaki resimleri de okumaktır. Kapağından arka yazısına kadar “Bu kitap aslında ne anlatıyor?” sorusunu cevaplamaktır. Kitap mı okuyacağız üç bilinmeyenli denklem mi çözeceğiz demeyin. Kitap ciddi iştir. Ben insan ömrünün her kitabı okuyacak kadar uzun olmadığını düşündüğüm için kaliteli metinler okumayı tercih ederim. Bir kitapta çok şey ararım. Yazılmış olması okunabilir olduğu manasına gelmez benim için.

Çok güzel bir kitap fuarını geride bıraktık. Özellikle okulların sınıf sınıf ziyarete gelmeleri manidardı. Çocuklar bu kadar yayınevini bir arada görünce kitapların da en az internet dünyası gibi geniş ve renkli olduğunu fark ettiler. Biraz masraflı bir dünya ama olsun. O çok şikâyet ettikleri yeni nesil sorularının cevapları bu dünyadan geçiyor. Siz, doğru dürüst kitap okumayan çocukların yarım sayfa tutan paragraf sorularını nasıl çözeceklerini sanıyorsunuz? Parmakla video kaydırır gibi soruları anlamadan çözerlerse istedikleri okulları kazanmaları zor. 

Sözün özü. Çağ istediği kadar modern olsun, insanlar istediği kadar ekrana hapsolsun kitabın yeri değişmeyecek. Değil mi ki kitabın, sözün, hitabın, yazının tarihi insanlık tarihi kadar eski. Her şey kaybolur gider yazıya geçirilenler kalır.

Kitap fuarı bitti diye kitaptan uzaklaşmak yok.  Bu arada çocukları için kaliteli kitaplar okumak isteyen annelere yönelik “Senin İçin Okuyorum Çocuk” adlı bir okuma grubundan da bahsetmek isterim. Haftalık online kitap tahlillerinin yapıldığı, yazarlarla tanışıldığı, çocuk dünyası üzerine online söyleşilerin gerçekleştirildiği okuma grubumuza katılmak isteyen hanımlar tugbakismir instagram sayfasına mesaj atarak bizimle iletişime geçebilirler.

Yolunuzun faydalı kitaplarla kesişmesi duasıyla…