"Tarık ve Tarık'ların Umidi Kırılmasın Tarık'lar Mutlu Olsun"
Benim adım Tarık. 27 yıldır hayatımın büyük bir kısmını evde geçiriyorum. Bedensel engelim nedeniyle dışarıda çok fazla vakit geçiremesem de, bu süre boyunca çok şey öğrendim. Zorlayıcı bir süreçti, ama aynı zamanda beni ben yapan, içsel gücümü, sabrımı ve dayanıklılığımı geliştiren bir yolculuktu. Bu yazıda, belki de çoğu zaman fark edilmeyen ama önemli olan o içsel dönüşümümü paylaşmak istiyorum.
Evde geçirilen yıllar, dış dünya ile bağımın kopması anlamına gelmiyor. Aslında, tam tersi... Kendimle baş başa kaldım, düşüncelerimle yüzleşmeye başladım. İlk başta zor olsa da zamanla, her geçen gün bir şeyler keşfettim. Düşüncelerimin içinde kaybolup gitmek yerine, onları anlamaya, onlarla barış yapmaya başladım. Hayat, dışarıda geçirdiğim yıllara göre çok farklı bir şekilde anlam kazandı. Bazen, bir kitap okurken ya da bir müzik dinlerken, dünyanın en uzak köyünde bile hissedebileceğiniz o huzuru bulabiliyordum. İşte bu, sabrın ve zamanın bana öğrettikleri.
Uzun yıllar boyunca aynı rutin içinde olmak, insanı ister istemez değiştiriyor. Ama bu değişim, sadece dış görünüşte değil, daha çok ruhsal ve zihinsel düzeyde oluyor. Her sabah uyanırken, bir şeyler yaratmak için mücadele ettim. O anı anlamlı kılmaya çalıştım. Çünkü zaman geçiyor ama önemli olan, o geçen zamanın nasıl değerlendirildiği. Birçok kişi için belki de sıradan olan şeyler, benim için bir anlam taşıyor. Bir kitap sayfası çevirmek, bir film izlemek, bir resim yapmak… Her biri, bana dünyayı başka bir açıdan gösteriyor.
Bazen, günler uzuyor gibi hissediyor. Ama işte o anlarda, sabır devreye giriyor. Sabır, sadece beklemek değil; her anı daha derin bir şekilde yaşamak, her saniyeye değer vermek demek. Bunu öğrendim. Her ne olursa olsun, hayatımın anlamını bulmaya çalıştım ve hala da çalışıyorum. Belki de en büyük keşfim, bir insanın, koşullar ne olursa olsun, içindeki gücü bulabilmesi. Benim için hayat, sadece fiziksel sınırlarla sınırlı değil. İçsel bir yolculuğa çıkmak, bedensel engelimden bağımsız bir şekilde kendimi keşfetmek, bana gerçek gücü gösterdi.
Bu yazıyı yazarken, belki de dışarıda birileri, benim gibi sabrın ve dayanıklılığın ne kadar önemli olduğunu anlamamış olabilir. Ama ben biliyorum ki, sabır sadece zamanın geçmesini beklemek değil, her anı bir anlamla doldurmakla ilgilidir. Her gün bir fırsat; bir adım daha atmak, biraz daha ileri gitmek için… Ve belki de en önemlisi, her anı değerli kılmak.
Evet, ben 27 yıldır evdeyim. Fakat her geçen gün içsel bir yolculuğa çıkmak, kendimi tanımak ve hayata farklı bir gözle bakmak, bana çok şey öğretti. Her zaman dışarıya çıkamıyor olabilirim, ama kalbimde her an, her birimizin dayanabileceği bir güç olduğunu hissediyorum. Bu yazı, sadece bana değil, bu süreçte sabırlı ve dirençli kalan herkese bir selam niteliği taşıyor.
Her birimize, hayatta karşılaştığımız zorluklar karşısında direnç gösterme, sabırla yolumuza devam etme gücü diliyorum.
Ve unutmayın: Gerçek güç, ne kadar dış dünyaya bağımlı olursak olalım, içimizde başlar.
Tarık