SÖYLEŞİ
Giriş Tarihi : 07-07-2025 08:07   Güncelleme : 07-07-2025 08:13

Eğitime Eşit Başlangıç

Geçen yıl okul öncesi eğitim uzmanı Yağmur Kunduracı ile anaokulu seçerken nelere dikkat etmemi gerektiğini konuşmuştuk. Bu yıl konu biraz daha derinleşti. Rize’de anaokulu sıraları hâlâ gündemdeyken biz de bu fırsatı değerlendirdik ve sorduk:

Eğitime Eşit Başlangıç

Anaokulu gerçekten gerekli mi? Çocuklarımız bu eğitimi almasaydı ne kaybederdik?
Çocuğunuzun en hızlı geliştiği dönem öncelikle 0-3 olmak üzere 0-6 yaş arasıdır. Bu dönemde kazanılmayan bazı becerilerin ilerleyen yaşlarda geliştirilmesi çok daha zor olabilir. Eğer konuşmayı, yürümeyi ya da temel düşünme becerilerini bu dönemde kazanamazsanız, ileride yaşıtlarınız başka becerilerini geliştirirken siz hala bunları tamamlamaya çalışıyor olursunuz. Bu da yaşıtlara yetişmekte zorlanmaya neden olabilir. Bu nedenle, anaokulu eğitimi çocukların bilişsel, sosyal, duygusal ve fiziksel gelişimlerini destekleyerek onların ilkokula eşit bir şekilde hazırlanmasını sağlamayı amaçlar. Gelişimsel farklılıkları azaltır, hayat boyu kullanacakları becerileri kazandırmada hayati bir rol oynar. Aynı zamanda okul olgunluğunu da destekler.
2.Okul olgunluğu ne demek tam olarak?
Çocuğunuzun ilkokula başlamaya hazır olup olmadığını nasıl anlayabilirsiniz? Bunun için bazı temel işaretler var. Örneğin, çocuğunuz yönergeleri takip edebiliyor mu? Bir etkinliğe odaklanabiliyor mu? Arkadaşlarıyla uyum içinde oynayabiliyor mu? Kalem tutabiliyor ve kendi kendine giyinebiliyor mu? Tüm bunlar, onun ilkokula hazır olup olmadığını gösteren önemli ipuçlarıdır ve çocukların ilkokul başarılarını etkiler. Yani çocuğun bilişsel olarak örneğin yönerge takip edebilmesi, taklit edebilmesi, eşleme gruplama gibi becerileri kazanması duygusal olarak evinden ayrılma kaygısını yönetebilmesi, kendini ifade edebilmesi ve duygularını kontrol edebilmesi. Sosyal olarak, bekleyebilmesi, kurallara uyabilmesi ve grup içinde yer alabilmesi. Fiziksel olarak da kalem tutma, makas kullanma gibi ince motor becerilerini kazanmış olması ve giyinme, tuvalet, el yıkama gibi özbakım becerilerini bağımsız olarak gerçekleştirebilmesini istiyoruz anaokulu eğitiminin sonunda. 
Çünkü çocukların ilkokulda akademik bilgiden önce, öğrenme sürecine adapte olabilmeleri, öğretmenin yönergelerini takip edebilmeleri, bağımsız hareket edebilmeleri ve sınıf ortamına uyum sağlayabilmeleri gerekiyor. Okul olgunluğu gelişmedikçe, ilkokul sürecinde zorlanmalar artabilir, öğrenme motivasyonu düşebilir ve çocuk yaşıtlarına yetişmekte güçlük çekebilir. Bu yüzden anaokulu eğitimi, çocukların bu becerileri kazanmasına destek olarak onları ilkokula en iyi şekilde hazırlar.
3. Anaokuluna giden her çocuk bu becerileri kazanarak mı ilkokula başlar?
Maalesef, her çocuk anaokulundan çıktığında bu becerilerin tamamına tam anlamıyla sahip olmayabilir. Çünkü her çocuğun gelişim hızı farklıdır. Bu nedenle çocuklar anaokuluna da eşit başlamazlar. Bazıları bunun için ek desteğe ihtiyaç duyabilir. 
Anaokulu eğitimi, çocuklara bu becerileri kazandırmak için gerekli ortamı sunmayı amaçlamalı; ancak çocuğun gelişimi, ailesinin desteği, çevresel faktörler ve bireysel öğrenme temposu gibi birçok değişken bu süreci etkiler. Sizin çocuğunuz arkadaş edinmekte çok başarılı olabilir ama dikkat süresi kısa olabilir ya da tam tersi, çok dikkatli ama içine kapanık olabilir. Her çocuğun gelişim süreci farklıdır ve önemli olan, ona uygun destek sağlamaktır.
Ayrıca, okul öncesi eğitimin niteliği de çok belirleyicidir. Nitelikli bir anaokulu eğitimi, çocuğun bireysel gelişimine uygun destek sağlarken, yetersiz bir eğitim ortamı bu süreci sekteye uğratabilir. Bu yüzden, çocuğun okul olgunluğu seviyesinin bireysel olarak değerlendirilmesi ve eksik olduğu alanlarda ek destek sağlanması çok önemlidir. Geçen sene de anaokulu seçerken nelere dikkat etmemiz gerektiğini konuşmuştuk zaten.
4. Peki, bir çocuk anaokulu eğitimi almasına rağmen bu becerileri yeterince geliştiremediyse ne yapılmalı?
Anaokulu eğitimi alsa da almasa da çocuğun hangi becerilerinin geliştiğini, hangilerinin gelişmesine ihtiyaç duyduğunu ölçen araçlar var. Bu araçlar, çocukların gelişim alanlarındaki eksiklikleri ortaya koyup hangi becerilerde destek verilmesi gerektiğini belirliyor. Okullar ya da aileler uygulayıcılara bu testleri yaptırabilirler. Uzmanlar aileleri ya da okulları bilgilendirdiğinde okul ya da aile çocukların bu becerilerini destekleyecek etkinlikleri yaparlarsa çocuklar ihtiyaçları olduğu alanda desteklenebilir. Ben de bu araçları kullanarak her çocuğun gelişim seviyesini bireysel olarak değerlendiriyorum. Bu değerlendirmeler, çocuğun güçlü yönlerinin yanı sıra, gelişmesi gereken alanları da belirleyerek, hem ebeveynler hem de öğretmenler için daha somut bir rehber sunuyor.
5. Anaokulunda çocukların başarılı olması mı önemli, yoksa mutlu olmaları mı?
Hepimiz biliyoruz ki, bir işi severek yapan kişi, o işte daha başarılı olur. Aynı şey çocuklar için de geçerli. Okul öncesi eğitimi, onların sadece akademik olarak değil, sosyal ve duygusal olarak da gelişmesine destek olur. Yani, çocuğunuzun mutlu olması, onun öğrenme sürecini daha kolay ve verimli hale getirir. Okulu seven bir çocuk, ilerleyen yıllarda da öğrenmeye açık olur. Biri diğerinin alternatifi olarak düşünülmemelidir. Gelişim, bazen zorlayıcı ve ağrılı bir süreç olabilir, çünkü çocuklar öğrenirken yeni beceriler kazanır, enerji harcar, bazen hatalar yapar ve bu da onlara bazı sıkıntılar yaşatabilir. Ancak bu tür zorluklar, gelişimin bir parçasıdır. Bu zorluklarla birlikte mutlu kalabilmek de önemli bir beceri. Hayat böyle anlarla dolu çünkü. Yetişkinler de çamaşır asmak, bulaşıkları yıkamak ya da masa temizliği yapmak gibi evdeki basit işlerinde bile kendi duygularını düzenlerse mutlu kalabiliyorlar. Kimse bunları çok da eğlenerek yapmıyor ama sevmeye çalışıyoruz. Okul öncesinde başarılı olabilmek derken hayata uyumdan da bahsediyoruz.
Aynı şekilde çocuklar da günlük yaşamlarında gelişimlerine uygun zorluklarla başa çıkmayı, bu süreçte neşelerini kaybetmemeyi öğrenebilirler. Kendi başarılarını görmek ve zorlukların üstesinden gelebilmek, çocukların hem özgüvenlerini artırır hem de öğrenme sürecini daha keyifli hale getirir. Bu süreçte yetişkinler çocukları hata yaptıklarında yargılayıcı davranışlardan kaçınarak ve onların öğrenme deneyimlerine tanıklık ederek çocuklara yardımcı olabilirler.
Sonuç olarak, anaokulunda hem başarı hem de mutluluğun dengede olması, çocuğun sağlıklı bir gelişim süreci geçirmesi için en önemli faktördür. Hem başarıyı hem de mutluluğu aynı anda yaşamak, çocuğun sadece okulda değil, tüm yaşamında karşılaştığı zorluklarla daha sağlıklı bir şekilde başa çıkmasına olanak tanır. Bu denge, çocuğun ilkokula daha sağlam bir adım atmasını ve hayat boyunca sağlıklı, mutlu bir birey olarak gelişmesini sağlar.
6. Birinci sınıfa başlayacak çocuklar ilkokula hazır mı? Aileler bunu nasıl bilebilir?
İlkokul öncesi uygulanan gelişim değerlendirme araçları sayesinde çocukların desteklenmesi gereken alanları tespit etmek mümkün. Marmara İlköğretime Hazır Oluş Ölçeği çocuğun hangi alanda ilkokula hazır olduğunu ölçüyor. Daha sonra da eksik olan alanlarda eğitim sunan bir müdahale programı var. Ailelere bunu önerebilirim. Rize’de ölçeği ve eğitimini uygulayan birkaç uygulayıcı var. Biri de benim. İsterlerse ebeveynler bana ulaşabilir. Ya da başka uygulayıcılar için yönlendirme yapabilirim. Aileler ilkokula hazır olmamanın önemini genelde ilkokulda anlayabiliyorlar. İlkokula başlamadan önce en azından bir değerlendirme almak, yaz ayının da verimli geçmesiyle birlikte okula, eğitime ve öğrenmeye hazırlığı arttırabilir.

Okul Öncesi Eğitim Uzmanı; Yağmur Kunduracı 

Gazeteci Yazar : Yasemin Özçelik 

YASEMİN ÖZÇELİKYASEMİN ÖZÇELİK

YASEMİN ÖZEÇLİK