Özel Haber : Yasemin Özçelik
Radyasyon Onkolojisi bölümünün Rize serüveni nasıl oldu?
Asistanlığım sırasında Rize’de onkolojinin kurulma çabaları ve halkın öncülük ettiği bir kamuoyu hareketi vardı. Rizeliyim Radyasyon Onkolojisi ihtisasını Samsun Ondokuz Mayıs üniversitesinde yaptım. Asistanlığımın ilk yılları sırasında annemler arayarak; “çay alım-yerlerinde onkoloji kurumasına destek amaçlı çay toplanıyor” diye heyecanla aramıştı beni. O aşamadan itibaren Rize’de onkoloji bünyesinde radyasyon onkolojisi kurulma serüvenini takip ediyordum. Sonra onkoloji binasının yapımını Doğuş Çay üstlendi ve bina hızla tamamlandı. Tam da o sırada ben ihtisasımı bitirmiştim. O zamanın rektörü ile gelip konuştum hatta Ondokuz Mayıs Üniversitesi radyasyon onkolojisi anabilim dalı başkanı Prof. Dr Nilgün Özbek Okumuş hocamız bizzat Rektör beyi arayarak kurulum aşamasında destek olacaklarını ve benim çalışkanlığımdan bahsetmiş.
Uzmanlığı alınca tayinin ilk Rize’ye mi çıktı?
Uzmanlığı aldığımda henüz Rize’de bölüm olmadığı için Rize’ye kadro açılamadı. O zaman Trabzon Numune hastanesinde radyasyon onkolojisi bölümü vardı. Zorunlu hizmet tayinim oraya çıktı. Bu bir avantaj olmuştu. Yakın mesafe nedeniyle zamanki rektör hoca ve başhekimle beraber çalışarak kurulum aşamasını hızlandırdık. Teknik şartnameyi cihaz alımı ile ilgili prosedürleri tamamladık.
Sağlık Bakanlığının Rize’ye radyasyon onkolojisi kurulumuna bakışı nasıl idi?
O dönemde bir sürü zorlukla karşılaştık, biliyorsunuz ki her yeniliğin beraberinde bir zorluğu olur. O zamanlar radyasyon onkolojisi bölümleri, üniversite ve büyük şehirlerde yer alıyordu. Çok pahalı cihazlar, fiyat analizi yapılıyor. Bakanlık belli bir strateji ile cihaz dağılımı yapıyor.
Peki Rize’ye nasıl kurulabildi?
Bakanlığın Rize’deki onkoloji hasta sayısını öngörme sayısı 10-15 radyoterapi hastası şeklinde idi. Hatta o dönemde bizde bir istatiksel araştırma yaptık. Gerçekten de sayı günlük 20’yi geçmiyordu. Fakat bu resmi olarak büyük şehirlere onkolojik tedavi için giden hasta sayısı üzerinden bir araştırma idi. Yani biz Trabzon’da tedavi olan ve Rize’den sevk edilen hasta üzerinden bir araştırma yapmıştık.
Rize’de çalışan çoğu doktor ve halk bu sayının daha fazla olduğunu öngörüyordu. O zamanki başhekim Prof. Dr. Hasan Türüt ’ün de çabaları ile çeşitli hastaneler Sağlık Bakanlığı’nın için satın alınan Lineer hızlandırıcı veya lineer akseleratör olarak adlandırılan 4 radyoterapi cihazından biri Rize’ye ayrıldı. Hasan Türüt hocamız bunun hikayesini daha iyi bilir.
İkinci Radyoterapi Cihazı nasıl alındı?
İlk cihazı Rize’ye almayı başardıktan sonra, Rize’de tedavi gören radyoterapi hastası sayısı 10-15 değil 80-100 civarında olduğu anlaşıldı. Bunun üzerine bakanlık kendi planlayarak 2.cihaz olan Varian marka lineer akseleratör yani Linac cihazını almış olduk. Böylece büyük bir heyecan ilk ilk ışınlama düğmesine basarak radyoterapiye start verdik.
Hatta şimdilerde Rektör hocamız Prof. Dr. Yusuf yılmaz, sağlık müdürü Mustafa Tepe ve başhekimimiz Doç. Dr. Özcan Yavaşi’nin çabaları ile 3. cihazımız alımı için uğraşıyoruz.
Bakanlığın bu sayıya tepkisi ne oldu?
Ben 1 Eylül 2013 de tarihinde Recep Tayyip Erdoğan üniversitesi akademik kadroya resmi olarak göreve başladım. O zamana kadar Trabzon Numune hastanesinde uzman doktor olarak görev yaptım. Hatta takibinde olan hastaların çoğu bina daha inşaatta iken beni ziyaret etmeye başlamış ne zaman poliklinik açılacak diye heyecanlanıyorlardı. Aslında onlar kadar ben de heyecanlıydım. Rize’nin onkoloji merkezinin açılmış olması ve onkolojinin çok önemli bir komponenti olan radyasyon onkolojisinin bulunması çok önemli idi. Tabii radyasyon onkolojisi cihazları radyasyon ölçümleri gibi iyonize radyasyon çok hassasiyet gerektiriyor olması nedeniyle çok titiz çalışıyorduk. İlk Radyoterapi cihazımız Elekta marka sinerji model lineer akseleratör cihazı idi. Bölümün diğer dozimetrik ekipmanları, donanımsal ve yazılımsal diğer araçlar ile ilk radyoterapi cihazının kurulum tamamlamış olduk. 17 Eylül 2013 yılında ilk hastamızı aldık ilk hastamız meme kanserli bir hasta idi. Ardından prostat kanserli bir hasta derken radyoterapi tedavisine başlamış olduk
Bize biraz uzak bir terminoloji, radyasyon onkolojisi bölümlerinde neler yapılır?
Radyasyon onkolojisi ayrı bir anabilim dalıdır ve kanser tedavisinin üç temel ayağından birini oluşturur. Cerrahi, sistemik kemoterapi ve radyoterapi onkolojik hastanın temel tedavi modaliteleridir. Radyasyon onkolojisinin en önemli işi elbette radyoterapi uygulamalarıdır. Radyoterapi malign dediğimiz kötü huylu kanser vakalarında ve iyi huylu tümörlerde de tedavi amaçlı kullanılmaktadır. Tüm kanser gruplarında neredeyse rolü vardır. Kanser tanısı alan vakaların neredeyse %70-80’ninde radyoterapi kullanılmaktadır.
Radyoterapi 3 boyutlu konformal, yoğunluk ayarlı, IMRT dediğimiz, ark terapi, dönerek ışınlama dediğimiz VMAT tedavi olanaklarımız bulunmaktadır. Hastaların takipleri yapılmakta, öğrencilerin onkolojik hastaya yaklaşımı pratik uygulama ile öğrenmekte, eğitim kliniği olarak tıp fakültesi öğrencilerinin eğitimine bu şekilde katkı sağlamaktadır.
Ayrıca akademik amaçlı ulusal ve uluslararası çalışmalar kliniğimizde yürütülmekte birçok klinikle multidisipliner iyonize radyasyonla ilişkili hayvan deneyleri de yapılmaktadır. Çeşitli radyasyondan koruyucu ilaçlar ve modeller üzerinde çok sayıda çalışmamız bulunmakta.
Gelecekteki planlarınız nelerdir?
Amacım bu bölümü yeni teknolojik cihazlar ile donatılmış modern eğitim olanakları ile asistan yetiştiren bir klinik haline getirmektir.