RİZE HABER
Giriş Tarihi : 18-08-2022 11:05   Güncelleme : 06-09-2022 15:17

Muhittin Bayrak ; Öğretmenlik Meslek Kanunu Kandırmacadır

Memleket Partisi Rize İl Başkanı Muhittin Bayrak yaptığı yazılı açıklamada ;

Muhittin Bayrak ; Öğretmenlik Meslek Kanunu Kandırmacadır

Akp'nin çıkardığı  öğretmenlik meslek kanununun kandırmaca olduğunu söyleyerek açıklamalarda bulundu.

Bayrak:

"AKP iktidarı döneminde yapılan eğitimle ilgili düzenlemeler, 
eğitimin yanı sıra öğretmenlik mesleğine de zarar vermiştir.
2002-2021 yılları arasında;
8 bakan değişmiştir. Milli Eğitimde bakanların ortaklaştığı 
konular, eğitimi Atatürk ilke ve devrimlerinden, bilimsel niteliğinden uzaklaştırmak, eğitimi özelleştirmek ve eğitimde 
kadrolaşmak olmuştur. 
 Eğitim sisteminde (müfredat, ders çizelgeleri, sınav 
sistemleri, ölçme değerlendirme) 19 yılda, 16 kez değişikliğe 
gidilmiştir. 
Kadrolaşma, siyasi iktidarın birinci önceliği olmuştur. AKP 
iktidarı daha ilk yılında, yaklaşık 1300 Bakanlık yöneticisini bir 
gecede görevden almıştır."

"AKP iktidarı tarafından nihai olarak 
düzenlenen Öğretmenlik Meslek Kanunu, temel yasa yapma teorisine aykırı şekilde, 
ilgilisinin yani öğretmenin ihtiyaç ve talepleri dinlenmeksizin yasalaşmıştır. İktidara yakın 
olan sendika yöneticileri hariç neredeyse hiçbir eğitim sendikasının tam olarak katılmadığı ve 
benimsemediği bu yasanın, bu sebeple kadük kalmaya mahkum olduğu ve bu yönüyle 
muhatabının aidiyeti ve meşruiyeti anlamında sorunlu doğduğunu öncelikle söyleyebiliriz."

   "BELİRLİLİK İLKESİ"

"Bu kanuna bağlı olarak devletin personel hukuku rejiminin temel esası 
olan “belirlilik ilkesinin” bütünüyle ortadan kaldırılması olarak adlandırılabilir. Bir başka veçheden olmak üzere, 12 maddelik bir kanunun, meslek kanunu olması da 
esasen teknik olarak mümkün değildir. Dahası yürürlük, yürütme, atıf vb. maddeleri de 
çıkınca aslında toplamda 3 ya da 4 maddeden oluşan düzenlemenin meslek kanunu olarak 
tanımlanmasından dahi bahsedilemez."

"BAŞÖĞRETMENİMİZ 
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRKDÜR"

"Öncelikle ifade etmek gerekir ki; “Başöğretmen” tanımlamasının özelde başka 
amacının daha olduğu kanısı hakimdir. Zira “Başöğretmen” sıfatı, bilindiği üzere ülkemizde 
yalnızca Mustafa Kemal ATATÜRK’e atfen kullanılan bir sıfattır. Bunu ortadan kaldıramaya 
cesareti olmayan AKP'nin, kavramın içini boşaltmak amacıyla bilinçli olarak bunu 
genelleştirme çabası olarak bunu görmek gerekecektir. 
Bunun yanı sıra öğretmenliği bir uzmanlık mesleği olarak tanımladıktan sonra, bir de 
kariyer ifadesi olarak uzman öğretmenlik  tanımının getirilmesi, temel dil bilgisi ve mantık 
ile dahi örtüşmemektedir. 
Bu yönleriyle değerlendirildiğinde çelişkili tanımlar üzerinden tanımlanan ünvanların 
muhatabı öğretmenlerce benimsenmesine de olanak bulunmamaktadır."

"ADAY ÖĞRETMENLİK MADDESİNDE DEĞİŞiKLİK YAPMANIZ SİZLERİ ELE VERİYOR"

"Aday öğretmenliğin kaldırılması sürecini öngören madde düzenlemesinde tam bir 
keyfiyet öngörülmektedir. Aday değerlendirme komisyonu adı altında hangi esaslarla 
çalışacağı, kimlerden oluşacağı belirsiz bir komisyon bu aday öğretmenlik sürecinin 
belirleyicisi olacaktır. 
Mesele en vahim haliyle artık, o adını sıkça duyduğumuz TUGVA, ENSAR gibi o 
bildiğimiz benzeri yapılardan referans almayan kimsenin öğretmen olarak atanmayacağı bir 
düzen sistematik hale getirilmiştir."

"ASIL AMAÇLANAN NEDİR? "

"Uygulamalardan da anlaşılacağı üzere AKP iktidarının 
amacı, öğretmenlik mesleğinin itibarını artırmak değil, eğitimi kendi ideolojik çizgisine çekerek piyasacı bir anlayışla 
yönetmektir. 
Yapılması planlanan düzenleme ile 1739 sayılı yasa ile güvence altına alınan Türk Milli Eğitim sisteminin en temel amacı 
olan “Türk Milli Eğitiminin genel amacı, Türk Milletinin bütün 
fertlerini, Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini 
bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin milli, 
ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, 
koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve 
daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve Anayasanın 
başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve 
sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı 
görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline 
getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek” şeklindeki maddesi ile 
657 sayılı yasa ile güvence altına alınan ve Cumhurbaşkanı 
tarafından rahatsızlık noktasında sürekli dile getirilen çalışma hayatımıza ilişkin güvencelerimize dokunulması olduğu anlaşılmaktadır."

SONUÇ:

"Netice olarak, şekil ve esas açısından bu Kanun için bir meslek kanunu tanımlamasını 
yapma olanağı bulunmamaktadır. Muhatabına yani öğretmene sorulmadan, ihtiyaçları 
anlaşılmadan, asıl düzenlenmesi gereken meselelere yer vermeden, öğretmenler odasında 
ayrışma ve çatışma yaratacak bu Kanun’a karşı çıkılması elzemdir. Nitekim yetkili sendika yöneticileri hariç neredeyse hiç bir
eğitim sendikası da bu Kanun’u sahiplenmemiş ve hazırlayanların yandaşlarının dahi 
beklentilerini karşılamaktan uzakta kalmıştır.
Esas bakımından ise bu Kanun’u tamamıyla belirsizlikler üzerine tanımlamak 
mümkündür. Göstermelik birkaç madde düzenlemesi ile öğretmenlerin özlük ve hukukuna 
dair bütün yetki Bakanlığın çıkaracağı yönetmelikler düzeyine indirilmiştir. Memuriyet 
güvencesini tırpanlamayı, biat kültürünü yerleştirerek eğitimci olmanın gereğini taşıyan 
özgüvenli öğretmenleri sürecin dışına atmayı, çalışma barışını yok etmeyi amaçlamış bu 
Kanun’u bütünüyle reddetmek, buna dair hukuki süreçleri işletmek de siyasi bir parti olarak görev bilmekteyiz. Memleket partisi olarak başta MUSTAFA KEMAL ATATÜRK olmak üzere öğretmenlerimiz baş tacimizdir." Diyerek sözlerini tamamladı.

BAYRAK; KAYNAK BİLGİLER İÇİN  EĞİTİM VE BİLİM İŞGÖRENLERİ SENDİKASI
(EĞİTİM-İŞ) RİZE ŞÜBESİNE TEŞEKKÜR EDERİZ DEDİ.

AdminAdmin