https://www.manset53.com/files/uploads/user/8721e34eb69d3e80c3e43c752b67620b-5ec2d38ac36cd905e690.jpg
Hatice Kestioğlu

BENİ Mİ DOLANDIRDI YOKSA KENDİNİ Mİ BİLEMEDİM ASLINDA

08-03-2023 00:58

Sanırım üzerinden üç hafta geçti ama o kadar etkiledi ki beni yazmadan geçemeyeceğim.

Yetmiş yaşlarındaki bir kadın tatafından dolandırıldım.

Akşamüstüydü, hava soğuk ve yağmur damlaları yavaştan, sağanağın habercisi olarak gelmişlerdi. Tam şehiriçi dolmuşlarının güzergahına doğru gidiyorum ki, tezgah açmış yaşlıca bir kadın gözüme çarptı. Önünde tereyağları ve bizim çökelek dediğimiz lor peynirleri vardı. Önce arkasından hızlıca geçtim, sonra geri döndüm ve tereyağının fiyatını sordum. Bana bir fiyat söyledi, “akşam pazarı kızım, soğuk, yağmur gelecek üşüyorum, evime gideceğim” dedi.

Fiyatı çok ucuz olmasa da marketteki yağlardan iyidir diye düşünerek almaya karar verdim, kendi ürünü olduğunu söyleyince de ikna oldum, rengi de gayet iyiydi, yani sapsarıydı. İki kilo da lor peynirinden aldım, para üstü verirken beğenmezsem geri getireceğimi söyledim, “ Tabi tabi” dedi, “ben hep burdayım”

Yağmur damlaları hızlarını arttırmaya başlamıştı, ben de kadınla hellalleşip oradan ayrıldım.

Eve gelir gelmez hemen anneme verdim poşeti, köye gidemediğimiz için yağ getirememiştik, köyü hatırlatan her şeyi severdi annem, bir nebze mutlu olur diye düşünmüştüm.

Birkaç dakika sonra annemin beni mutfağa çağıran sesi geldi. “Şu yağa bir de sen bak” dedi annem, “ben bir şeye benzetemedim de”

Tereyağından ikimiz de biraz elimize aldık, parmaklarımızın arasında ezdik, kokladık, evirdik çevirdik ama hiçbir şeye benzemiyordu. Tereyağını geçtik, yağla da alakası yoktu, ne tadı vardı, ne kokusu vardı ne de eriyordu. Sanki plastiği eritip sarı renk vermişlerdi.

Lor peynirinin de gene ev yapımı olmadığını ertesi gün anladık, o da fabrika ürünüydü. Tahminime göre şarküterisi olan bir yakını( oğlu veya eşi artık her kimse) satamadığı eskiyen ürünleri bu teyzeye vermiş ve onların satılmasını sağlamıştı.

O teyzeyi bir daha oralarda görmedim ama muhtemelen mekan değişikliği yaparak sahtekarlık yapmaya ve insanları yalanlarıyla kandırmaya devam ediyordur.

Biz o günlerde, evleri başlarına yıkılan ve bütün mal varlıkları enkaz altında kalan, sadece üzerindeki kıyafetlerle canlarını kurtarabilen depremzedelere yardım ediyorduk; televizyonlarımız kesintisiz yayınlar yapıyor ve milletçe çaresizlik içinde olan biteni seyredip ağlıyorduk. Ama farkettim ki, kalbi mefluç olan insanları uyandırmaya hiçbir şey yeterli gelmiyormuş. İbretlik onca olay olurken ve oradan kalkıp iki adım gidebileceği bile belli değilken hala yalan ve dolanla işlerini sürdürenler olabiliyormuş. Üstelik bir ayağı çukurda olanlar dahildi buna. Ve bu şekilde kazandığını kar sananlar varmış. Oysa, aslında ne kadar büyük kayıp içindesiniz bir bilseniz; ne kadar büyük kaybetmiştik aslında…

Bir sürü şey yaşadım ama annem yaşında bir kadın tarafından dolandırılılmayı hiç unutamayacağım sanırım.

Neler Söylendi?
reklam ajansı ankara Ankara Reklam Ajansı Ankara Muhasebeci Ankara Muhasebeci Ankara Muhasebeci Ankara Muhasebeci Ankara Muhasebeci