Günümüzde dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de su kaynaklarının hızla azalması, büyük bir tehdit olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye, sanılanın aksine su zengini bir ülke değildir. Kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı 1.000-1.700 metreküp arasında olan ülkeler “su stresi altındaki ülkeler” olarak tanımlanırken, Türkiye de bu sınıfa girmektedir. Nüfus artışı, iklim değişikliği ve bilinçsiz su tüketimi nedeniyle bu miktar her geçen yıl azalmaktadır.
Türkiye'nin akarsuları, gölleri ve yer altı su kaynakları büyük bir hızla kirlenmektedir. Sanayi atıkları, tarımda kullanılan kimyasallar, evsel atık sular ve plansız şehirleşme; özellikle akarsularımızı ciddi şekilde tehdit etmektedir. Bugün birçok dere ve nehrimiz, içme suyu ya da tarımsal sulama için kullanılamayacak kadar kirli hale gelmiştir.
Eğer bu gidişat durdurulmazsa, yakın gelecekte ciddi su sıkıntılarıyla karşı karşıya kalabiliriz. Tarım üretiminde düşüş, içme suyu temininde zorluklar ve çevresel felaketler kapımızda olabilir. Bu nedenle hem bireysel hem toplumsal düzeyde su tasarrufu alışkanlıkları edinilmeli, sanayi ve tarımda suyun verimli kullanımı teşvik edilmelidir. Ayrıca, mevcut su kaynaklarımızın korunması ve kirlenmesinin önlenmesi için yasal önlemler artırılmalı ve denetimler sıkılaştırılmalıdır.
Unutmamalıyız ki, su yaşamın temelidir. Bugünden önlem almazsak, yarın çok geç olabilir.
